Ne de olsa endüstrileşme-büyük kentlerin, kentsoylu ve işçi
sınıfları gibi yeni sınıfların oluşması İngiltere’den başladığına göre modern
dönemin düşünsel izlerinin bu ülke resmine geniş ölçüde yansıması beklenirdi.
Aşağıda İngiltere’den iki sanatçıya değineceğim; ama modern dönemin
olumlu-olumsuz yönlerinin Fransız resmine daha çok yansıdığını görüyoruz. Belki
de toplumun bu büyük dönüşümünün Fransa’da çok daha coşkulu, hatta kanlı,
olması bunun nedenidir. Ayrıca İngiliz toplumunun çalkantılı dönemlerini
Fransa’dan önce yaşamış olduğunu da göz önüne almalıyız. Krallarını (Charles I)
1649’da idam etmiş, Katolik-Protestan çatışmalarını bitirmiş, Şanlı Devrim (Glorious Revolution) ile 1688’de parlamentonun
gücünün güvencesini sağlamış İngiltere 1700’lere daha sakin bir politik ortamda
giriyordu.
Neyse biz modern dönemde oluşan yeni sınıfların ve
kavramların resme yansımasında İngiliz örneklerine dönelim
WILLIAM HOGARTH (1697-1764)
İlk olarak İngiltere’de dönemin özellikle ahlaki – eğitici
gravürleriyle ünlü bir sanatçısı, Hogarth’ı ele alalım. Hogarth, -günümüzün resimli
romanlarının öncüsünü oluşturacak biçimde- 8-12 gravürden oluşarak bir öyküyü
anlatan gravür dizileri yapıyor.
1747 basımlı bu gravürde tembel ve çalışkan çırakları
görüyoruz. Dizinin izleyen gravürlerinde tembel çırak katil oluyor ve idam
ediliyor; çalışkan çırak ise Londra Belediye Başkanı oluyor. Trajik bir öyküyle
yeni gelişen işçi sınıfına “doğru” yol gösteriliyor!
Hogarth’ın yağlıboya tabloları da var. Onlar da dizi
biçiminde bir öykü anlatıyor ve öğüt veriyor. Örneğin 1743-1745 döneminden yukarıdaki "Marriage a-la-mode-Moda Evlilik" tablosu 6 tabloluk bir dizinin ilki. Resmin sağındaki aristokrat ile zengin iş
adamı çocuklarının evlenmesi için sözleşme imzalıyorlar. Aristokrat oğlanın
babası (elinde soy ağacı var) kentsoylu zenginden yüklü bir para alacak; kentsoylu kız babası (elinde zarf var) da
ailesine bir asalet unvanı kazandıracak. Resmin solundaki evlenecek gençler ise birbirleri ile hiç
ilgilenmiyorlar. Hatta bir adam genç kıza kur yapmaya bile başlamış! Dizinin
ilerleyen resimleri ile yine bir trajedi anlatılıyor: Mutsuz bir evlilik, ihanet, frengi, cinayet, intihar gibi felaketler var. Bu kez de Hogarth toplumsal çalkalanma
döneminde batan ve yükselen üst-sınıfları gençlerin kurban edilmemesi için
uyarıyor.
Bu gravürler ve tablolar bugün belki de bize bir zamanlar
esnafın duvarına gördüğümüz “veresiye veren-peşin satan” tablolarını
hatırlatıyor. Ama abartılı üsluplarına karşın bu çizimler, gazetelerin yeni
yeni geniş kitlelere ulaştığı dönemdeki öncü nitelikleri ile vurgulanmalı. Hogarth’ın
siyasal-eleştirel-iğneleyici çizimleri o denli ün kazandı ki günümüzde bile bu
tür çizimlere İngilizler “Hogartian” diyorlar.
JOHN EVERETT MILLAIS (1829-1896)
Toplumun alt-üst olduğu ve sorunların tırmandığı dönemlerde,
geçmişe yeni bir bakış, geçmişe özlem beklenen bir gelişmedir. Londra’da
ressam-yazar-eleştirmenlerden oluşan «Pre-Raphaelite Brotherhood –
Raphael Öncesi Kardeşlik» adlı küçük bir grup oluşuyır. Raphael öncesinde
sanatın daha doğal ve yalın olduğunu, zamanla her şeyin abartılmaya
başlandığını savunuyorlar. Millais grubun 3 kurucusu arasında (1848). Daha
sonra gruba 4 sanatçı daha katılıyor ve bu 7 ressam-şair-yazar-heykeltıraş İngiliz
sanat ortamında oldukça etkin bir rüzgâr estiriyorlar.
Raphael öncesinin-sonrasının ne olduğunu anlamak için
Raphael’in ünlü «Madonna del Prato-Kırda Madonna» (1505) tablosuna bir göz
atmak yeter. Hz. Meryem, Hz. İsa, Vaftizci Yahya gerçeküstü-olağanüstü bir
dünyada gösteriyor. Hz. Meryem bir soylu güzel olarak çizilmiş. Hz. İsa ve
Vaftizci Yahya da çok sağlıklı ve güzel çocuklar. Güzelliklerini ve
sağlıklılıklarını vurgulamak için olsa gerek, çimenlerde oynaşan çıplak çocuklar.
Çevre de pek Filistin coğrafyasına benzemiyor!
1500’lerde özellikle Raphael-Michelengelo çizgisi, kutsal
kişileri gerçeküstü bir çevrede, insanüstü -antik Yunan tanrılarını-tanrıçalarını
hatırlatacak biçimde- çizdiler. İşte resimde Rönesans öncesinin sadeliğine,
basitliğine ve doğallığına dönmek isteyen grup bu nedenle kendilerine «Raphael
Öncesi Kardeşlik» adını verdi.
Yukarıda değindiğim gibi Millais bu grubun kurucu üyesi. «Christ in the House of His Parents-Ebeveynlerinin Evinde Hz. İsa» tablosu ilk gerçekçi-realist tablo
olarak biliniyor (1850). Söylenceye göre fakir bir marangoz olan Hz. Yakup, Hz.
İsa’nın bir ahırda babasız doğumundan sonra ana-oğlu korumasına almış.
Tablodaki Hz. İsa, Hz. Yakup’un fakir marangozhanesinde elini kesmiş yoksul
çıplak ayaklı bir çocuk; Hz. Meryem hiç de özel olmayan bir anne; Hz. Yakup
saçı dökülmüş yoksul ve zayıf bir marangoz; Vaftizci Yahya su getiren bir
arkadaş. 2000 yıl önce Filistin’de fakir bir marangoz atölyesi her halde
böyleydi. Kuşkusuz Hristiyanlığa çok saygılı ve birçok Hristiyanlık simgesi ile
dolu bir resim. Çarmıha gerilme, vaftiz, arka plandaki Yakup’un merdiveni –ileride
Fransız resminde bir kez daha değineceğimiz- güvercin… Hristiyan değerlere çok
saygılı olmasına karşın bu tablo fazla gerçekçi, hatta küçültücü bulunup yoğun
biçimde eleştirilmiş. Bu eleştiri kervanında Charles Dickens’in bile yer
aldığını belirtmeliyim.
Dönemin İngiliz resim sanatının bunlardan ibaret olduğunu
söylemek istemiyorum. Birçok güzel manzara ve portreyi anmadığımı biliyorum. Başlı
başına Turner özel olarak ele alınması gereken bir ışık-gemi-deniz-manzara
ustası. Ama Modern dönemin belirgin düşünsel izlerini aradığımız için Fransız
resmine geçelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder