22 Aralık 2023 Cuma

ARMAĞAN BİR EKONOMİK SİSTEM Mİ?

Kış aylarında,  gündüzlerin kısaldığı, havaların soğuduğu dönemde, özel günler yoğunlaşıyor: Thanksgiving, Efsane Cuma, Noel, Sevgililer Günü... Özel günlerde de birbirimize armağanlar veriyoruz. Kuşkusuz özel günlerin ve alınan – veriler armağanların ilk çağrışımları, tüketim çılgınlığı, kapitalist üretim ve satış süreçlerinin özendirmesi gibi yönleri. Evet, temelde bu gibi ekonomik dürtüler var. Ama ben bugün armağan konusunun antropoloji - etnoloji – etnografi boyutuna değinmek istiyorum[i].

Sosyoloji ile başlayalım: Auguste Comte (1798 – 1857) sosyal bilimlerin temel ilkelerini belirlemiş  olsa da üniversitede ilk Sosyoloji Bölümünün kurucusu ve ilk profesörü olduğuna göre, Émile Durkheim’ı (1858 – 1917) ilk “sosyolog” olarak niteleyebiliriz. Durkheim ise, bizim hikayemizin kahramanı Marcel Mauss’un (1872 – 1950) dayısı ve hocasıydı. Mauss’un da öğrencisi Collège de France’a sosyolojiyi yerleştiren Lévi-Strauss (1908 – 2009) oldu. Kısacası 120 – 150 yıl önce Avrupa’da –özelliklle Fransa’da- yeni bir sosyal bilim doğuyor, toplumlar yeni bir bakış ve sistematikle değerlendirilmeye başlıyordu.

Kanada'nın British Columbia eyaletinde yerli kabileler içinde çalışan bir etnograf (Franz Boas), “Potlaç” (beslemek – vermek) denilen bir olayı anlatıyor. Yılda bir düzenlenen şenliklerde kabile şefleri, mallarını dağıtmakta, vermekte, bağışlamakta yarışıyorlar. Yeme - içme ile başlayan şenliğin sonunda olay, şeflerin evlerinin yakılmasına kadar uzanıyor.

Bir başka etnograf (Bronislaw Malinowski) ise Büyük Okyanus’un öbür yakasında, Trobriand adalarında, “Kula” adı verilen bir ticaret anlatıyor. Yaklaşık 20 adadan oluşan küçük bir adalar topluluğunda, bir adanın önde gelenlerinden A kişisi komşu adanın B kişisine değerli bir armağan veriyor. B kişisi de başka bir adadaki C kişisine başka bir armağan veriyor. C kişisi de başka bir adadaki D kişisine başka bir armağan veriyor... Döngünün sonunda, baştaki A Kişisi de değerli bir armağan alıyor.

Bunları inceleyen Mauss, başka ülkelere ve geçmiş dönemlere bakınca “armağanlaşma”nın birçok örneğini görüyor. İskandinav tarihinde Vikinglerden (Mahabarata) , Alaska'da eskimolar uzanan  armağan sistemleri buluyor. Klasik kapitalist iktisadın, kapitalizm  öncesinde, artı değer üretmeyen bir takas ekonomisinden söz ettiği bilinir. Acaba takastan çok farklı, bir “armağan ekonomisi modeli”  da var mı? Üstelik bir “ekonomik model” olmanın ötesinde, ayinsel, mitsel, belirli kuralları ve hatta yaptırımı, zorlayıcılığı olan bir sistem var. Sistemin, bir prestij yarışı olarak kişinin topluluk hiyerarşisindeki yerini doğrulayan boyutları var. Yeni Zelanda'da Maoriler, bu ekonomik sistemi inançları ile yorumluyor: Nesnelerin ruhları var; armağan olarak verilen nesnenin ruhunun rahat etmesi için, armağan veren kişinin de benzer (ama farklı) bir armağan alması gerekiyor!

Kısacası, Durkheim toplumsal davranışların temelinde “iş bölümü ve dayanışma vardır” derken; Mauss temele “karşılıklı armağanlaşma vardır” diyor.

Okuduğum kitabın[ii] burasında durdum. Çocukluğumda, annemin komşu teyze bir tabak  börek gönderince, “gelen tabak boş geri verilmez” telaşı içinde, tabağa sarmalar dizmesi, Anadolu düğünlerinde “Damadın amcasından ...” duyuruları ve çeşitli derneklerde fedakarca yardım için çalışanlar aklıma geliyor.

Sanırım klasik kapitalist iktisattaki Homo Economicus kavramını yeniden düşünmek gerekiyor.


[i] Burada terimleri şu anlamlarda kullanıyorum: Etnografi - bir primat veya insan topluluğu içinde yaşanarak izlenimlerin kaydedilmesi; Etnoloji - çeşitli yerlerde çalışan etnografların ilettiklerinden yola çıkarak, topluluklar ve toplumlar için değerlendirmeler yapılması; Antropoloji -  belirli bir topluluk veya toplumun ötesinde, insanlık ve insan hakkında değerlendirmeler yapılması. Bu tanımlar zamana ve ülkelere bağlı olduğu gibi, örneğin, bir “antropoloğun” belirli bir dönemde “etnolojik” bir çalışma yapması da kafa karıştırıyor. Burada hangi anlamda kullandığımı o nedenle belirtiyorum.

[ii] Şeyda Sevde Tunçbilek, Marcel Mauss’un Armağan Üzerine Denemesi, Ketebe Yayınevi, 2023.

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder